Şunun için etiket arşivi: yapay zeka

Yapay zeka (YZ), son yıllarda teknoloji dünyasında devrim niteliğinde bir ilerleme sağlamış ve birçok sektörde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak bu teknolojinin hızlı benimsenmesi, beraberinde çeşitli hukuki sorumluluklar ve zorluklar da getirmiştir. Özellikle yapay zeka sistemlerinin neden olduğu zararlar ve bu zararlardan kimin sorumlu olduğu konusu, hukuk dünyasında önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir.

1. Yapay Zeka Nedir ve Nasıl Kullanılır?

Yapay zeka, bilgisayar sistemlerinin insan benzeri zekaya sahip olabilmesini sağlayan bir teknolojidir. Makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi alt alanlar üzerinde çalışan yapay zeka sistemleri, büyük veri setlerini analiz ederek öngörülerde bulunabilir, kararlar alabilir ve hatta insan benzeri davranışlar sergileyebilir.

2. Yapay Zeka Sistemlerinin Hukuki Sorumluluğu

Yapay zeka sistemleri genellikle kendi kendine öğrenen ve kararlar alan sistemlerdir. Bu durum, hukuki sorumluluğun belirlenmesini zorlaştırabilir çünkü geleneksel hukuk anlayışı insanlar arası ilişkiler üzerine kurulmuştur. Yapay zeka sistemleri tarafından potansiyel olarak neden olunan zararlar veya hatalar durumunda sorumluluğun kime ait olacağı hususu önem taşımaktadır.

3. Örnekler ve Gerçek Hayat Durumları

a. Trafik Kazaları ve Otonom Araçlar: Otonom araçlar, yapay zeka algoritmaları tarafından yönetilen araçlardır. Bir otonom araç kazaya karışırsa ve zarar meydana gelirse, bu durumda sorumluluk kimde olacaktır? Aracın programcısı, üreticisi, bakımından sorumlu olan şirket mi yoksa aracı kullanan kişi midir?

b. Hukuki Danışmanlık ve Yapay Zeka: Yapay zeka sistemleri, hukuk firmalarında danışmanlık ve belge hazırlama süreçlerinde kullanılmaktadır. Bir hukuki danışmanlık yapay zeka sistemi, yanlış veya eksik bilgi sağlarsa ve bu durum müvekkil için zararlı olursa, hukuki sorumluluk nerede başlar ve biter?

c. Sağlık Sektöründe Yapay Zeka: Yapay zeka, tıbbi teşhislerde kullanılarak hastalıkların tespit edilmesine yardımcı olabilir. Ancak, yanlış teşhis veya yanlış tedavi sonucunda ortaya çıkan zararlar durumunda sağlık hizmeti sunan kimse mi yoksa yapay zeka algoritması mı sorumlu olmalıdır?

4. Hukuki Çözümler ve Öneriler

Yapay zeka teknolojisinin hukuki sorumluluğunu belirlemek için hukuk sistemlerinde çeşitli yaklaşımlar tartışılmaktadır. Bunlar arasında:

  • Katı Sorumluluk Kuralları: Üretici veya programcıların sıkı bir sorumluluk altında olması.
  • Etkinlik ve Kontrol Testi: Yapay zeka sistemlerinin kontrol edilebilirlik ve izlenebilirlik düzeyi.
  • Yasal Değişiklikler: Yapay zeka teknolojilerinin benimsenmesine yönelik yeni yasal düzenlemelerin oluşturulması.

5. Sonuç ve Gelecek Görünüm

Yapay zeka teknolojisinin hukuki sorumluluğu, ileri teknolojik gelişmelerle birlikte daha fazla önem kazanmaktadır. Gelecekte, yapay zeka sistemlerinin etik ve hukuki çerçevelerde daha sağlam bir şekilde yönetilmesi ve hukuk sistemlerinin bu yeni teknolojiye uyum sağlaması gerekecektir.

Yapay zeka, hem büyük fırsatlar sunan bir teknoloji hem de potansiyel riskler taşıyan bir alan olarak hukukun yeniden değerlendirilmesini ve adapte olmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, yapay zeka alanında çalışan herkesin, hukuki sorumlulukların doğru bir şekilde tanımlandığı ve uygulandığı bir ortam yaratmak için çaba göstermesi önemlidir.

Günümüzde teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi, hukuk pratiğini derinden etkilemiş durumda. Yapay zeka ve doğal dil işleme gibi teknolojiler, avukatların işlerini daha verimli bir şekilde yapmalarına ve müvekkillerine daha iyi hizmet sunmalarına olanak tanıyor. Bu bağlamda, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT gibi dil modelleri, avukatların günlük iş akışlarında önemli bir araç haline gelmiştir. Peki, bir avukat ChatGPT’yi nasıl en verimli şekilde kullanabilir? Bazı temel stratejiler aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

1. Hukuki Araştırma ve Bilgi Edinme

Avukatlık mesleğinde doğru ve güncel bilgiye erişim kritik önem taşır. Geniş bir veritabanına sahip olan yapay zeka modelleri ile bir avukat hukuki konularla ilgili araştırmaları hızlı bir şekilde yapabilir. Örneğin, belirli bir hukuki konu veya içtihat hakkında bilgi almak için bu araçları kullanabilirsiniz. Ayrıca, mevzuat ve yargı kararları hakkında güncel bilgileri almak da mümkündür.

2. Hukuki Belge Hazırlama

Avukatların günlük işlerinden biri de hukuki belgelerin hazırlanmasıdır. Yapay zeka araçları ile, sözleşme taslakları, dilekçe örnekleri, savunma metinleri gibi belgelerin ilk taslaklarını oluşturmada yardımcı olabilir. Özellikle standart belgeler için zaman kazandırıcı bir araç olarak kullanılabilir.

3. Müvekkil Danışmanlığı ve Soruların Yanıtlanması

Müvekkiller genellikle hukuki süreçler ve terimler hakkında netleştirme yapmak isteyebilirler. Yapay zeka araçları, avukatların müvekkillerine hızlı ve açıklayıcı yanıtlar vermesine yardımcı olabilir. Örneğin, bir hukuki terimin açıklaması veya belirli bir hukuki süreç hakkında genel bilgi sağlama konusunda faydalı olabilir.

4. Dava Hazırlığı ve Strateji Geliştirme

Dava dosyalarının incelenmesi, delil değerlendirmesi ve strateji oluşturma süreçleri, avukatlık mesleğinin temel unsurlarıdır. Yapay zeka araçları, bu süreçlerde veri analizi yapabilir, olası savunma veya talep argümanlarını destekleyebilir veya karşı tarafın muhtemel stratejilerini değerlendirebilir.

5. Hukuki Eğitim ve Gelişim

Avukatların sürekli olarak hukuk alanında eğitim almaları ve bilgilerini güncel tutmaları önemlidir. Yapay zeka araçları ile, yeni mevzuat değişiklikleri, yargı kararları veya hukuki trendler hakkında bilgi sağlayabilir. Bu şekilde, avukatlar profesyonel gelişimlerini sürdürebilirler.

6. Hukuki Etik ve Uygulama Standartları

Hukuk pratiğinde etik sorunlar ve uygulama standartları büyük önem taşır. Teknolojilerin etik kurallar ve müvekkillerin mahremiyeti konusunda nasıl kullanılması gerektiği konusunda avukatların dikkatli olması gerekmektedir. Her zaman mesleki etik kurallara uygun hareket etmek esastır.

Sonuç

Doğal dil işleme araçları ve yapay zeka modelleri, avukatların hukuk pratiğinde verimliliği artırmak ve müvekkillerine daha etkili hizmet sunmak için önemli bir kaynak haline gelmiştir. Ancak, bu teknolojilerin kullanımının sınırları ve potansiyel riskleri her zaman dikkate alınmalıdır. Avukatlar, hukuki kararlarında ve müvekkillerine verdiği hizmetlerde teknolojinin sunduğu bilgileri dikkatlice değerlendirerek, bu teknolojiden en iyi şekilde faydalanabilirler.

Her avukatın mesleki ihtiyaçları farklı olabilir, bu nedenle yapay zeka modellerinin nasıl en iyi şekilde kullanılacağı konusunda bireysel bir strateji geliştirmek önemlidir. Ayrıca, teknolojinin hukuki danışmanlık alanındaki ilerleyişini yakından takip etmek ve profesyonel gelişim sürecinde yenilikçi yaklaşımları benimsemek de kritik bir unsurdur.

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, yapay zeka (YZ) ticari şirketler için hem yeni fırsatlar sunmakta hem de yeni hukuki sorumlulukları beraberinde getirmektedir. Yapay zeka, veri analizi, karar destek sistemi, müşteri ilişkileri yönetimi, otomasyon gibi birçok alanda kullanılmakta ve iş süreçlerini optimize etmek amacıyla yaygın olarak benimsenmektedir. Ancak, bu teknolojinin kullanımı beraberinde bazı hukuki riskleri de getirebilir. Ticari şirketlerin yapay zeka kullanırken dikkat etmeleri gereken önemli hukuki konuları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

1. Veri Kullanımı ve Gizlilik

Yapay zeka sistemleri genellikle büyük miktarda veri üzerinde çalışır. Şirketler, bu verileri yasal ve etik çerçevede toplamak, işlemek ve kullanmak zorundadır. Veri koruma mevzuatına (örneğin, KVKK gibi) tam uyum sağlamak ve kullanılan verilerin şeffaf bir şekilde işlenmesi, şirketlerin yasal yükümlülüğüdür. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin veri güvenliği konusunda da sıkı önlemler alınması gerekmektedir.

2. Adil Kullanım ve Ayrımcılık Riski

Yapay zeka algoritmaları, karar mekanizmalarını otomatik hale getirirken, bu sistemlerin adil olup olmadığı büyük önem taşır. Özellikle istihdam, kredi verme gibi alanlarda yapay zeka sistemlerinin ayrımcılık yapma riski bulunmaktadır. Şirketler, bu tür riskleri en aza indirecek adımları atmak ve sistemlerini sürekli olarak denetlemek zorundadır.

3. Sorumluluk ve Hukuki Yaptırımlar

Yapay zeka sistemleri nedeniyle ortaya çıkabilecek hukuki sorumluluklar netleştirilmelidir. Örneğin, bir yapay zeka sisteminin yanlış kararlarından doğacak hukuki sonuçlar konusunda şirketlerin sorumluluğu nasıl belirleneceği önemlidir. Ayrıca, hukuki yaptırımlar ve cezalarla ilgili olarak şirketlerin dikkatli olması gerekmektedir.

4. Etik İlkeler ve Toplumsal Kabul

Yapay zeka kullanımı etik değerlere uygun olmalı ve toplumsal kabul görmelidir. Şirketlerin bu teknolojiyi kullanırken toplumun beklentilerini ve değerlerini dikkate alması gerekmektedir. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin kullanımıyla ilgili şeffaflık sağlamak ve insan haklarını korumak da önemlidir.

5. Sözleşmeler ve İşbirlikleri

Yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi veya satın alınması süreçlerinde sözleşmelerin dikkatlice hazırlanması gerekmektedir. Şirketlerin, yapay zeka sağlayıcılarıyla işbirliği yaparken hukuki hak ve yükümlülüklerini netleştiren sözleşmeler imzalaması önemlidir.

Sonuç

Yapay zeka teknolojilerinin ticari şirketler için sunduğu potansiyel faydalar büyüktür, ancak bu teknolojilerin kullanımıyla ilgili hukuki riskler de önemli bir konudur. Şirketlerin, yasal uzmanlarla işbirliği yaparak yapay zeka kullanımı sırasında karşılaşabilecekleri hukuki sorunları anlamaları ve yönetmeleri önemlidir. Ayrıca, etik değerlere uygun hareket etmek ve toplumsal kabulü sağlamak da yapay zeka kullanımının sürdürülebilirliği için kritik unsurlardır.

 

Bu makale, ticari şirketlerin yapay zeka kullanımı sırasında karşılaşabilecekleri temel hukuki konuları ele almaktadır. Her şirketin yapay zeka kullanımıyla ilgili özel ihtiyaçları ve riskleri farklı olabileceğinden, özelleştirilmiş hukuki danışmanlık ve çözümler gerekebilir.

YAPAY ZEKA ve SORUMLULUK

2016 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin Florida eyaletinde Tesla marka otomobilini otopilot modunda kullanan 40 yaşındaki sürücünün bir tırın altına girerek ölmesiyle[1] yapay zekanın cezai sorumluluğunun tartışılması önem kazanmışken, 2018 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Arizona eyaletinde, Uber şirketinin otonom araçlarından biri yaya geçidi olmayan bir caddede karşıdan karşıya bisikletiyle geçen 49 yaşındaki bir bayanın ölümüne neden oldu[2]. Arizona eyaleti yasal düzenlemeleri çerçevesinde otonom araçları test etmeye yetkili olan Uber şirketinin, cezai anlamda bir sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmadı[3]. Ancak, otonom araçların sürüş sorumluluğunu insandan otonom araç teknolojisine aktarmasıyla, zararların tazmini açısından mevcut cezai ve hukuki sorumluluklara ilişkin yasal düzenlemelerin bir an önce oluşturulması gerektiği kuşkusuzdur.

Örneğin, otonom bir aracın yayaya çarpması durumunda, nasıl bir cezai sorumluluğa dayanılacaktır? En yakın olasılıkla, hayvan sahibinin ya da çalışanın verdiği zarara karşı işverenin sorumluluğu halleri uygulama alanı bulabilir. Ancak, mevcut düzenlemelerle aracın bir hayvan kategorisine sokulamayacağı aşikar olup, bir hayvanın bakımını ve yönetimini üstlenen sürekli veya geçici olarak üstlenen kişinin hayvanın verdiği zarardan sorumluluğunu düzenleyen hükümlere[4] başvurulamayacağı da ortadadır. Diğer yandan, yapay zekanın işçi-işveren ilişkisi içerisinde olduğundan da bahsedebilmek pek mümkün değildir. Dolayısıyla, mevcut yasal düzenlemelerdeki boşluklar suçların cezasız kalmasına ve bu da kuşkusuz hukuki devlet ilkesinin zarar görmesine neden olacaktır.

Diğer yandan, otonom aracın üreticisi firma ya da yazılım şirketinin cezai bir sorumluluğu olacak mı? Yazılım şirketlerine ilişkin hukuki sınırlandırmalar ve düzenlemeler getirilmesi gerektiği kesinlikle unutulmamalıdır. Zira, üretici gibi yazılım şirketleri de YZ oluşumunda eldeki verileri işleyen, yükleyen ve verilerin giriş ve çıkışlarını sağlayan kuruluşlardır. YZ bu verilerden yola çıkarak diğer bir deyişle, karşılaştığı bir durum karşısında kendisine öğretilen tepkiyi veren bir sistem olarak tanımlanabilir. Teknik olarak, [ A -> B ] olarak da formüle edilen bu durum, veri girişi A olduğunda, B’nin çıkacağının YZ’ya öğretildiği şeklinde de ifade edilebilir.

  1. YAPAY ZEKADA VERİLERİN ÖNEMİ

Yapay Zeka kullanılan bir program ya da bir projede belki de en önemli unsur “veri”dir. Elinizdeki veri ne kadar çok olursa, YZ kullanmak suretiyle doğru sonuca ulaşmanız o kadar kolay olacaktır. Ancak, bu noktada, YZ’ya tanımlanan verilerin doğruluğunun ne kadar önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Verilerin doğru olmasının yanı sıra, eksiksiz de olması gerekmektedir.

Bu konuda dikkat çekici örneklerden biri, Amerikan hukuk sisteminde ve ayrıca polis tarafından kullanılan COMPAS isimli bir YZ’dır. COMPAS kimlerin gelecekteki suç faaliyetlerine dahil olma şansının yüksek olduğunu tahmin etmek için kişilerin yaşları, cinsiyetleri, medeni durumları, madde kullanım öyküleri ve sabıka kayıtları gibi kişilerle ilgili verileri kullanır. Bu bilgi, polis tarafından bir suç meydana gelmeden önce müdahale etmek için ya da mahkemeler tarafından duruşma öncesi, duruşma sırasında ya da tutuklanan birinin yeniden suç işleme olasılığının olup olmadığını belirlemek için kullanılmaktadır. Örneğin, birçok yargı alanında yargılama öncesi tahliye ve ceza verme konusunda karar vermeye yardımcı olmak için kullanılan bu YZ, kişinin serbest bırakılması halinde yeniden tutuklanma olasılığını ölçmek için 1 ile 10 arasında bir istatistiksel puan verir. Bunu dikkate alan Amerikan hakimleri, kişinin cezasını evinde mi yoksa hapishanede mi geçireceğine karar vermektedir.

Buradaki sorun, algoritmaların beslediği verilerde yatmaktadır. Öncelikle, öngörücü algoritmaların tutuklama oranlarına göre kolayca çarpıtılabileceği kuşkusuzdur. ABD Adalet Bakanlığı verilerine göre, siyahi bir ırktansanız tutuklanma olasılığınız beyaz olmanızdan iki kat daha fazladır[5]. Siyahi bir kişinin, beyaz bir kişiye göre, haksız yere durdurulma olasılığı ise beş kat daha fazladır. Burada, aslında düşündürücü ve bilim insanları tarafından mercek altına alınan husus YZ’ya girilen veriler içerisinde kişilerin ırklarının yer almamasıdır. Peki, kişilerin ırklarını bilmemesine rağmen, bu YZ’ya göre neden siyahi kişilerin tutuklanma ve haksız yere durdurulma olasılığı daha fazladır?

Şöyle ki, zaten geçmişte siyahi kişiler beyazlara oranla daha fazla cezalandırılmışlardır. Siyahi topluluklara karşı silah olarak kullanılan uzun bir veri geçmişi varken, YZ’nin bu verileri kullanarak adil bir istatiksel puan verebilmesi sizce muhtemel midir?

Sonuç olarak, algoritmalara girilen verilerin zaten toplumdaki mevcut eşitsizlikleri yansıtması halinde sonucun daha da kötüleşebileceği aşikardır. Belki de bu aşamada, kişilerin özgürlüklerine ilişkin bu kadar önemli kararların alınması sırasında değil de, Çin’de hayata geçirilen Xinhua isimli YZ hakimi gibi belli davalara bakan YZ geliştirilmesidir. Örneğin trafik para cezalarına karşı yapılan itirazlarda yapay zekanın kullanılması suretiyle yargılamanın hızlanması ve sulh ceza mahkemelerinin yükünün hafifletilmesi mümkün olabilir. Bir diğer ihtimal de, YZ’nin gerekçeli karardan ziyade davalardaki ön inceleme aşamasında rol alması olabilir.

  1. YAZILIM ŞİRKETLERİNİN SORUMLULUĞU

YZ’ya tanımlanan verilerin doğru ve eksiksiz olması gerektiği gibi, yazılım şirketlerinin veri kullanımı sırasında iyi-kötü, doğru-yanlış verilerin ayrımını yaparak YZ’ya tanımlaması ve YZ’nın bunu, diğer bir deyişle vaka özelliklerini öğrenmesini sağlaması gerekmektedir.

Ancak, ceza hukuku “insan” ile ilgili olduğundan, YZ’nın mevcut gelişiminde ayıramayacağı noktalar olduğunu kabul etmek gerekir. Örneğin, yapay zekanın 2 yaşındaki oğlunun karnını doyurmak için marketten mama/süt çalan bir anne ile komşusunun evindeki kasayı hırs için soyan biri arasındaki ayrımı yapabilmesi şu anda mümkün değil. YZ ikisini de kişilerin sicilinde hırsızlık olarak nitelendirecekken, insanoğlu için bu iki eylemin daha farklı nitelendirilmesi muhtemeldir[6].

Bu nedenlerle, eldeki veriler ne kadar çok olursa olsun, verilerin doğru ve eksiksiz olmasının yanı sıra yazılım şirketi tarafından doğru işlenmesi de önem arz etmektedir. Aksi takdirde, işveren açısından zaman ve para kaybı söz konusu olacak ve belki de bu anlamda yazılım şirketinin sorumluluğu gündeme gelebilecektir.

  • YAZILIM ŞİRKETLERİ VE İŞVEREN ARASINDAKİ SÖZLEŞMELER

Yazılım şirketleri ile işverenler arasında akdedilecek sözleşmelerde cezai ve hukuki sorumluluklarının çerçevesinin doğru belirlenmesi gerekmektedir. Zira, verilerin işveren tarafından yazılım şirketine verilmesi halinde, bu verilerin doğruluğunun ve eksiksizliğinin de işveren tarafından kabul edilmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde, yanlış verilere dayandırılan YZ’nın hata yapacağı ve arzu edilen sonuca ulaşılamayacağı, dolayısıyla zaman ve para kaybının ortaya çıkacağı kuşkusuzdur.

Av. Bahar Çetinsaya

[1] https://www.theguardian.com/technology/2016/jun/30/tesla-autopilot-death-self-driving-car-elon-musk

[2] https://abcnews.go.com/US/woman-killed-driving-uber-car-identified-company-suspends/story?id=53853861

[3] https://www.nytimes.com/2019/03/05/technology/uber-self-driving-car-arizona.html

[4] Türk Borçlar Kanunu 67. Madde.

[5] https://www.ojjdp.gov/ojstatbb/crime/ucr.asp?table_in=2

[6] Diğer yandan, uzun içtihatların saniyeler içerisinde özetini çıkaran ve her ne kadar henüz Türkçe dilinde olmasa da İngilizce dilinde saniyeler içerisinde sözleşmeleri doğru bir şekilde inceleyen YZ’nın insanoğlu için vazgeçilmez olduğu da ortadadır. Bu nedenle, YZ ve insanın kendilerine ait belirleyici özelliklerini birlikte kullanabilecekleri oluşumların gelecekte çok daha ön planda olacağını göreceğimiz kanaatindeyim.